Thy Dış hatlar 10:50 Viyana Uçağıyla yaklaşık iki saat yirmi beş dakikalık yolculuğun ardından 14:10'da İstanbul yeni havalimanına iniyoruz İstanbul Havalimanı'nda dış hatlar 9 nolu çıkış kapısında siz değerli konuklarımızla kültür rehberinizin buluşmasının ardından bizi bekleyen aracımız ile Eyüp'e doğru hareket ediyoruz. Eyüp bölgesine vardıktan sonra teleferikle Pierre Loti’ye çıkıyoruz. Pierre Loti Tepesi, İstanbul'un Eyüpsultan ilçesinde Haliç'e nazır bir tepedir. Tepe adını, 1876 yılında İstanbul'a gelerek buraya yerleşen ve sık sık bu tepedeki bir kıraathaneye gelmesiyle tanınan Fransız roman yazarı ve doğu bilimci Julien Viaud'dan almıştır. Tepenin adını Eyüpsultan Tepesi olarak değiştirmek amacıyla belediye meclisine sunulan öneri pek çok çevreden büyük itirazlar görmüş ve belediye meclisince reddedilmiştir. Tepe ve burada bulunan aynı adlı çay bahçesi İstanbul'a gelen turistlerin de sık sık ziyaret ettiği bir yerdir.Burada rehberimizin kısa anlatımından ve çay kahve molamızdan sonra Karyağdı Tekkesi, Cellat Mezarlarını görüp Mezarlık'tan yürüyerek aşağıya doğru iniyoruz. Yolda Kaşgari Tekkesi ve Sokullu Mehmet Paşa, Lala Mustafa Paşa, Siyavuş Paşa, Ferhat Paşa, Adile Sultan, Gazi Ethem Paşa, Mareşal Fevzi Çakmak gibi önemli şahsiyetlerin mezarlarını görüyoruz. Eyüp Camii ve Eyüp Sultan Türbesi’ni ziyaret ediyoruz. Eyüp Sultan Camii, İstanbul'un Konstantinopolis Surları dışındaki, Haliç kıyısında yer alan ilçesi Eyüpsultan'daki bir camidir. Külliyede, İslam peygamberi Muhammed'in sancaktarı ve sahabesi Ebu Eyyûb el-Ensarî'nin gömüldüğü türbe de yer almaktadır. Bu manave değeri yüksek olan Camii gördükten sonra serbest vakit veriyor ve ardından Yürüyüşümüze devam edip rehberimizden Cülus Yolu hikayelerini dinleyeceğiz. Osmanlı ve Müslümanlık tarihi için çok önemli olan bu semtte çevredeki çok sayıda önemli tarihi şahsiyetin türbe ve kabirlerini görebilmek mümkün oluyor. Daha sonra aracımıza geçiyor ve yemek alacağımız restorana doğru yola çıkıyoruz. Yemeğimizi aldıktan sonra İstanbul'da bulunan otelimize ulaşıyoruz. Konaklama İstanbul'daki otelimizde.


Araç ile yapılacak güzergah ve toplam km:
İstanbul Havalimanı - Eyüp: 37 Km (40 Dakika)
Eyüp - Fatih:5 Km (20 Dakika)
Fatih - Otel:19 Km (30 Dakika)
Toplam 61 Km ( 1 Saat 30 Dakika)

Fatih

Sabah otelimizde alacağımız açık büfe kahvaltının ardından ilk durağımız barok stili ve zarif mimarisiyle ünlü, Ulu Önder Atatürk’ün gözlerini yumduğu Dolmabahçe Sarayı’nı ziyaret ediyoruz. Dolmabahçe Sarayı I. Ahmet zamanında, mekân taşla doldurulur ve köşk büyütülür. Sarayın ve yerleşimin adı buradan gelir. 19'uncu yüzyılda II. Mahmut aynı yerde yeni bir saray inşa ettirir. Bugünkü yapı ise 1842 yılında I. Abdülmecit tarafından, Karabet Balyan'a inşa ettirilir. Yapımı 1853 senesine kadar devam eden saray Abdülmecit’in ikamet ettiği yerin açıklanması yanı sıra resmî işlerin de görüldüğü yerdir. Abdülmecit'ten sonra kardeşi Abdülaziz de bu sarayda yaşamıştır. Cumhuriyetin ilanından sonra Atatürk'ün İstanbul'daki Cumhurbaşkanlığı Konutu olan Dolmabahçe Sarayı, 10 Kasım 1938 tarihinde Atatürk'ün ölmesi münasebetiyle Cumhuriyet tarihinde ayrı bir kalmaya sahiptir. Dolmabahçe Sarayı’nın ana yapısı; Harem, Mabeyn, Saat Kulesi ve Dolmabahçe Camisi'dir. Sarayda 285 oda ve 46 adet salon, 6 hamam ve 68 tuvalet vardır. Saray 110 bin metrekare alana kurulmuş ve 1910’larda elektrik ve kalorifer sistemi geçmiştir. Mabeyn merdivenlerinin korkulukları kristallerle dolu, harika bir görünümde olup Mabeyn’deki Taht Salonu’nda bulunan 36 metrelik kubbeden sarkan dört tonluk ve yedi yüzelli ampullü kristal avize, salona Avrupai bir hava katmaktadır. Dolmabahçe Sarayı gezimiz sonrası Beşiktaş'ı panoramik görüyor ve 15 Temmuz Şehitler köprüsünden geçerek Hafıza 15 Temmuz Müzesi ve anıtına varıyoruz. Hafıza 15 Temmuz, İstanbul ili Üsküdar ilçesi, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nün Anadolu yakası tarafında bulunan ve 15 Temmuz 2019'da ziyarete açılan müzedir. Müzede 15 Temmuz Darbe Girişimini engellemek için mücadele veren kişilere ait eşyalar ile darbecilerin kullandığı mühimmatlar sergilenmektedir. Şehitlik anıtında vefat eden şehitlerimiz için dua ediyor ve müze ziyaretimiz sonrası İstanbul'un en yüksek tepesi olan Çamlıca Tepesine çıkıyoruz. Büyük Çamlıca Tepesi İstanbul Anadolu Yakası Üsküdar ilçesi sınırlarında yer alır. Büyük Çamlıca Tepesi denizden 268 m yüksekliktedir ve Nurbaba Tekkesi (Bektaşi) ve Küçük Çamlıca Televizyon Kulesi burada yer alır. Turing Başkanı Merhum Çelik Gülersoy tarafından restore edilerek halka kazandırılan ve tepede yer alan Büyük Çamlıca tesisler gerek doğal ve manzaralı bir konuma sahip olması, gerekse hoş ve temiz havası yüzünden yerli yabancı turistlerin uğrak yeridir. İstanbul'un bir çok yerini karpostal manzarası şeklinde göreceğimiz Çamlıca tepesinde çay kahve molamızda dileyen misafirler Çamlıca camisini görebilirler. Burada vermiş olduğumuz molanın ardından Üsküdar'a geçiyoruz. Üsküdar denilince akıllara Kız Kulesi gelir. Kız Kulesi, İstanbul Boğazı'nın Marmara Denizi'ne yakın kısmında, Salacak açıklarında yer alan küçük adacık üzerinde inşa edilmiş yapıdır. Kız kulesi manzaralı yemeğimizi aldıktan sonra Panoramik bir tur gerçekleştirerek Kadıköy'e varıyoruz. Kadıköy'ün çarşılarını görüp rehberimizden Kadıköy için yeterli bilgileri aldıktan sonra serbest zaman veriyoruz. Serbest zaman sonrası otelimize geçiyoruz.


Araç ile yapılacak güzergah ve toplam km:
Otel - Dolmabahçe Sarayı: 24 Km (30 Dakika)
Dolmabahçe Sarayı - 15 Temmuz Şehitler Anıtı: 6 Km (15 Dakika)
15 Temmuz Şehitler Anıtı - Çamlıca Tepesi: 5 Km (15 Dakika)
Çamlıca Tepesi - Üsküdar: 8 Km (20 Dakika)
Üsküdar - Kadıköy: 6 Km (20 Dakika)
Kadıköy - Otel: 32 Km (50 Dakika)
Toplam 81 Km ( 2 Saat 30 Dakika)

Üsküdar

Sabah otelimizde alacağımız kahvaltının ardından yönümüzü, İmparatorluklar şehri İstanbul'un en kadim eserlerinin bulunduğu Sultanahmet bölgesine çeviriyoruz. (Bundan sonra bütün müzeler yürüyüş mesafesinde olduğu için araca sadece dönüşte binilecektir ve uygun yürüyüş ayakkabıları, müze kartı için kimlik ve fotoğraf bulundurmanızı öneriyoruz) İlk durağımız at meydanı da dediğimiz Hipodrom’dan günümüze kalan 3 güzel Dikilitaş ve Almanya'da yapılıp 1901'de İstanbul'daki yerine monte edilmiş Alman çeşmesi oluyor. Rehberimizin anlatımından sonra Sultanahmet camisine geçiyoruz. I. Ahmet tarafından İstanbul'daki tarihi yarımadada Mimar Sedefkar Mehmet Ağa'ya yaptırılmış olan cami mavi, yeşil ve beyaz renkli iznik çinilerine benzediği için ve yarım kubbeleri ile büyük kubbesinin içi de yine mavi ağırlıklı kalem işleriyle süslendiği için Avrupalılar tarafından 'Mavi Camii (Blue Mosque)' olarak adlandırılır. Bu önemli camiyi görüp rehberimizin anlatımından sonra 1500 yıllık bir tarihiyle, İstanbul’un en büyük camii olma özelliğine sahip AYASOFYA Camisini geziyoruz. Ayasofya aynı yere üç kez inşa edilmiş bir eserdir. Günümüzdeki Ayasofya “Üçüncü Ayasofya” olarak bilinmektedir. Ayasofya’nın ilk inşaatı Hıristiyanlığı Roma İmparatorluğu’nun resmi dini olarak kabul eden I. Konstantin döneminde başlatılmıştır. İstanbul’un yedi tepesinden birincisi üzerinde ahşap çatılı bir bazilika olarak inşa edilen ve o dönemde ‘Büyük Kilise’ ismiyle anılan bu yapının açılışı, 360 yılında II. Konstantin döneminde gerçekleşmiştir. 404 yılında başlayan isyanda çıkan bir yangın neticesinde büyük ölçüde harap olan bu yapıdan günümüze ulaşan bir kalıntı bulunmamaktadır. Muhteşem caminin tarihini rehberimizden dinledikten sonra Osmanlı Hanedanının 400 yıllık konutu olan, TOPKAPI SARAYI’na doğru turumuz devam ediyor. Marmara denizi üzerinden boğazı ve Anadolu yakasını panoramik görüş açısına sahip. Topkapı Sarayı İstanbul Sarayburnu'nda, Osmanlı İmparatorluğu'nun 600 yıllık tarihinin 400 yılı boyunca, devletin idare merkezi olarak kullanılan ve Osmanlı padişahlarının yaşadığı saraydır. Bir zamanlar içinde 4.000'e yakın insan yaşamıştır. Sarayı gezerek, yazlık avlusunda Marmara denizi, Boğaz ve Haliç’e aynı anda sahip manzarasında fotoğraflar çektiriyoruz. Daha sonra Grubumuza özel hazırlanan yemeğimizi yiyor ve serbest zaman sonrası YEREBATAN SARAYINA (Sarnıcı) geçiyoruz. Yerebatan Sarnıcı İstanbul'da şehrin su ihtiyacını karşılamak üzere 526-527 senelerinde yaptırılmış kapalı su sarnıcı. Ayasofya'nın güneybatısında, Soğukçeşme Sokağı'ndadır. Suyun içinden yükselen pek çok mermer sütun nedeniyle halk arasında Yerebatan Sarayı olarak isimlendirilmektedir. Bu harika sarnıcın büyüsünden çıkarak Çemberli taş Sütununa doğru yürüyüşe geçiyoruz. Yol boyunca sağlı sollu bir çok mağazalar hediyelik eşya satan dükkanları göreceğiz. Çemberlitaş Sütunu ya da diğer adlarıyla Yanık Sütun veya Konstantin Sütunu 330 yıllarında İmparator I. Konstantin onuruna, İstanbul'un yedi tepesinden biri olan ve şu anki adıyla Çemberlitaş olarak adlandırılan semtteki tepeye dikilmiş olan anıtsal sütun. Rehberimizin anlatımından sonra dizilere konu olmuş KAPALIÇARŞI’yı geziyoruz. Kapalıçarşı, İstanbul kentinin merkezinde Beyazıt, Nuruosmaniye ve Mercan semtlerinin ortasında yer alan dünyanın en büyük çarşısı ve en eski kapalı çarşılarından biri. Kapalıçarşı'da yaklaşık 4.000 dükkân bulunmaktadır ve bu dükkânlarda toplam çalışan sayısı yaklaşık 25.000'dir. Gün içerisindeki en yoğun zamanlarında içinde 500.000' e yakın insan barındırdığı söylenir. 2014 yılında, dünyada en çok ziyaret edilen turistik mekanlar arasında 91,250,000 ziyaretçi ile 1. sırada gösterildi. Kapalıçarşı sıklıkla dünyanın ilk alışveriş merkezi olarak anılır. Burada da serbest vakit verdikten sonra Eminönü'ne doğru Mahmutpaşa çarşısını kullanarak yürüyüşe geçiyoruz. Mahmutpaşa Çarşısı, İstanbul'da Mahmutpaşa semtinde Fatih Sultan Mehmet devri sadrazamlarından Veli Mahmud Paşa (ö. 1474) tarafından kendi adıyla anılan camiyle birlikte yaptırıldı (1462). Çarşı Mahmutpaşa Yokuşu olarak anılan eğimli yolun iki yanında çok sayıda dükkândan oluşur. Çarşıda, 256 dükkân vardır. Zamanla dükkânlar bölünerek sayıları arttırıldı. Çarşıda yine Mahmud Paşa adına yaptırılmış bir türbe (1473), hamam, sebil ve çeşmeler vardır. Yol boyunca dilediğiniz dükkanlardan alışveriş yapabilirsiniz. Eminönüne vardıktan sonra İstanbul’un en eski ve ünlü kapalı çarşılarından biri olan Mısır Çarşısına giriyoruz. Mısır Çarşısı, Eminönü'nde Yeni Camii'nin arkasında ve Çiçek Pazarı'nın yanındadır. İstanbul'un en eski kapalı çarşılarından biridir. Aktarlarıyla meşhur bu çarşıda hâlen tabii ilaçlar, baharat, çiçek tohumları, nadir bitki kök ve kabukları gibi eski geleneğine uygun ürünlerin yanı sıra; kuruyemiş, şarküteri ürünleri, değişik gıda maddeleri satılmaktadır. Mısır Çarşısı pazar günleri de açıktır. Burada misafirlerimizin de ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak alışveriş için serbest zaman veriyoruz. Dilediğiniz yerden alışveriş yapma özgürlüğünü tanıyoruz. Rehberimizin belirlediği saatte buluşarak otelimize doğru hareket ediyoruz.


Araç ile yapılacak güzergah ve toplam km:
Otel - Sultanahmet: 13 Km (22 Dakika)
Eminönü - Otel: 20 Km (30 Dakika)
Toplam 33 Km (52 Dakika)

Sultanahmet

Sabah otelimizde alacağımız kahvaltının ardından yönümüzü Fener Balat'a çeviriyoruz Dik yokuşları nedeniyle Bizans döneminde bu semte sakinleri Petrion adını vermişlerdi. O dik yokuşları aşındırırken karşımıza çıkan ”bizde bu şehrin parçasıyız” diye haykıran Rum mimarisi şirin evler, dünyada yaklaşık 250 milyon Ortodoks’a ruhani liderlik yapan tarihi Fener Rum Patrikhanesi semtin bir çırpıda sayılacak eserlerindendir. Küçük Mustafa Paşa Hamamı, Gül Camii (Aya Theodosia Kilisesi), Yeni Ayakapı, Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi, Aya Yorgi Kilisesi, Fener Mahallesi, Fener Rum Erkek Lisesi , Panagia Muhliotissa Kilisesi, Yuvakimyon Rum Kız Lisesi (dışarıdan), Dimitri Kantemir’in Evi (dışarıdan), Kadın Eserleri Kütüphanesi – dışarıdan, Bulgar Kilisesi, Tur-i Sina Metokhionu (dışarıdan), Balat Meydanı, Ahrida ve Yanbol Sinagogu (dışarıdan), Surp Hresdagabet Kilisesi, Ferruh Kethuda Camii, Ayvansaray Panayia Balinu Kilisesi (dışarıdan), Ayios Dimitrios Kanebu Kilisesi, Atik Mustafa Paşa Camii (St. Peter ve Mark Kilisesi – Aya Tekla Kilisesi) gibi bir çok yeri gördükten sonra özel teknemiz ile yaklaşık 2 saat sürecek boğaz turumuza başlıyoruz. İstanbul’un birçok güzel kıyı semtlerini (Kuzguncuk, Bebek, Arnavutköy, Küçüksu, Kandilli gibi..) tarihi binalarını, yalıları, hatta çeşitli dizilere mekan olan köşkleri görüyoruz. Yeni Camii, Mısır Çarşısı, Süleymaniye Camii, Galata Kulesi Çırağan Sarayı bu güzel boğaz turumuz süresince kıyı boyunca gözlerimizi süsleyecek tarihi yapılardan sadece bazıları… Turumuzun ardından Ortaköy iskelesine yanaşıp burada serbest vakit veriyoruz. Daha sonra akşam yemeğimizi almak için restoranımıza ve daha sonra otelimize geçiyoruz.


Araç ile yapılacak güzergah ve toplam km:
Otel - Fener:15 Km (20 Dakika)
Ortaköy - Karaköy: 8 Km (35 Dakika)
Karaköy - Otel: 22 Km (25 Dakika)
Toplam 45 Km (1 Saat 20 Dakika)

Karaköy

Sabah otelimizde alacağımız açık büfe kahvaltının ardından otobüsümüzle Beyoğlu semtine hareket ediyoruz.
Turumuzda bugün İstanbul'un çok kültürlü mirasına dair izler taşıyan Galata ve Beyoğlu semtlerini gezeceğiz.
Turumuz Şişhane Meydanı'nda başlıyor. Bu meydan yakın zamanda yenilenen çehresiyle bugün Beyoğlu Belediyesi olarak anılan, İstanbul'un modern anlamdaki ilk belediye binasına ev sahipliği yapan bir alandır. Buradan hareketle Büyük Hendek Caddesi'ni, takip ederek Galata Kulesi'nin olduğu meydana ulaşıyoruz. Bu esnada rehberimiz Galata semtinin hikayesini ve kozmopolit yapısını, geçtiğimiz binalar eşliğinde bize aktarıyor. Galata Kulesi'ni çevreleyen küçük meydanda kulenin 6. yüzyıla kadar dayanan hikayesini dinliyor ve fotoğraf albümümüze bu muhteşem eserden kareler ekliyoruz. Galata Kulesi'ne çıkıyor muhteşem fotoğraflar çekme şansını elde ediyoruz. Kısa molanın ardından Serdar-ı Ekrem (Osmanlı'da başkomutanlık yapan sadrazamlara verilen ad.) sokaktan geçerek ünlü Doğan Apartmanı ve İngilizler tarafından Kırım Savaşı anısına yaptırılan Kırım Kilisesine ulaşıyoruz.
Galip Dede Caddesini (Yokuşunu) izleyerek ulaştığımız Tünel Meydanı'nda Galata Mevlevihanesi ilk durağımız olacak. Tünel, Karaköy'den gelen dünyanın kimilerine göre iki kimilerine göre üçüncü metrosu olarak kabul edilen hattın diğer ucudur. Aynı zamanda Taksim Meydanı'ndan hareket ederek İstiklal Caddesi'ni boydan boya geçen nostaljik tramvayın da son bulduğu yerdir. İşte bu tarihi meydandan itibaren 1,5 kilometre boyunca uzanan ve araç trafiğine kapalı şehrin belki de en ünlü caddesi olan İstiklal Caddesi'nde rehberimizin anlatımları eşliğinde zaman zaman ara sokaklara da girip küçük keşifler yaparak yürümeye başlıyoruz.
Yolumuz üzerinde pek çok tarihi konsolosluk binası, han, pasaj, kilise, sanat galerisi, sinema, kültür merkezi ve lezzet durağı bulunuyor.
Bunlar arasında ünlü Narmanlı Han, İstanbul'un en büyük Katolik kilisesi San Antuan, meşhur Çiçek Pasajı ve Nevizade Sokak, Hazzopoulo Geçidi, Galatasaray Lisesi ve Meydanı, Hüseyin Ağa Camii, Emek ve Atlas Sinemaları göreceğimiz tarihi ve kültürel miras hazinelerinden sadece birkaçı.
Cadde gezimiz esnasında biraz soluklanmak için Beyoğlu'nun olmazsa olmazlarından Mandabatmaz'da bir Türk kahvesi molası vermeyi de tabi ki ihmal etmeyeceğiz.
Bu keyifli yürüyüşün ardından semte dair hikayeleri dinleyerek şehrin kalbinin attığı varsayılan Taksim Meydanı'na varıyoruz. Rehberimiz meydanın tarihini bölgeye adını veren su maksemi, Cumhuriyet Anıtı, Topçu Kışlası, Gezi Parkı, yeni Taksim Camii ve Atatürk Kültür Merkezi eşliğinde bizlere aktarıyor ve serbest zaman sonrası Taksim meydanında bizi bekleyen aracımıza binerek havaalanına doğru yola çıkıyoruz. Havalimanına vardıktan sonra bir başka turda görüşmek dileğiyle sizlerle vedalaşıyoruz.


Araç ile yapılacak güzergah ve toplam km:
Otel - Şişhane: 19 Km (30 Dakika)
Taksim - İstanbul Havalimanı: 40 Km (40 Dakika)
Toplam 59 Km ( 1 Saat 10 Dakika)

TUR BOYU YAPILACAK GÜZERGAH VE TOPLAM KM
TOPLAM : 279 Km ( 7 Saat 22 Dakika)