Thy Dış hatlar 10:50 Viyana Uçağıyla yaklaşık iki saat yirmi dakikalık yolculuğun ardından 14:10'te İstanbul yeni havalimanına iniyoruz ardından diğer uçağa aktarmamızı yapıyoruz. Thy 17:20 İç hatlar Diyarbakır uçağıyla yaklaşık bir saat elli beş dakikalık yolculuğun ardından 19:15'te Diyarbakır Havalimanı'na iniyoruz. Diyarbakır Havalimanın'da siz değerli konuklarımızla kültür rehberinizin buluşmasının ardından bizi bekleyen aracımıza binerek yemek alacağımız restorana doğru yola çıkıyoruz. Yemeğimizi aldıktan sonra Diyarbakır'da bulunan otelimize ulaşıyoruz. Konaklama Diyarbakır otelimizde.

Araç ile yapılacak güzergah ve toplam Km:
Diyarbakır: 6 Km (11 Dakika)

TOPLAM: 6 Km (11 Dakika)

CUMARTESİ: Diyarbakır

Sabah otelimizde alacağımız açık büfe kahvaltı sonrasında Diyarbakır Ulu Camii, Kale Surları, Cahit Sıtkı Tarancı Evi, Ahmet Arif Evi sonrası Tarihi Hasan Paşa Hanında serbest zaman verilecek. Serbest zaman sonrası On gözlü köprü Hevsel Bahçeleri ve yukarıda belirtilen yerler gezilecek. Şehir turunun ardından Mardin'e Doğru yola çıkıyoruz. Yaklaşık 1 bucuk saat yolculuğun ardından Mardin’e ulaşıyoruz. Buradaki ilk durağımız Kasımiye Medresesi. Selçuklu Dönemi'nde üniversite denginde eğitim veren bu olağan üstü mimaride Güneydoğu kültüründeki eyvan felsefesini öğrenip gezilerimizi tamamladıktan sonra müze kent Mardin’i tanımaya başlıyoruz.

Mardin’in dar sokaklarında yapacağımız yürüyüşle Mardin Müzesi, Latifiye Camii ve bölgenin en önemli yapılarından biri olan Ulu Camii'yi görerek fotoğraflıyoruz. Ardından birçok dizi ve filme ev sahipliği yapmış PTT binasını geziyoruz. Şehidiye Camii ve Medresesi ziyaretimiz sonrası Mardin’in sembollerinden olan Abbaralar'dan geçip Sabancı Kent Tarihi müzesini ziyaret ediyoruz. Ardından şehir içinde vereceğimiz serbest zaman sonrası Mardin'de bulunan otelimize geçiyoruz.

Araç ile yapılacak güzergah ve toplam Km:
Otel - İç Kale: 11 Km (21 Dakika)
İç Kale - Hevsel Bahçeleri: 2 Km (5 Dakika)
Hevsel Bahçeleri - Mardin: 86 Km ( 1 Saat 4 Dakika)

TOPLAM: 99 Km (1 Saat 30 Dakika)

PAZAR: Mardin

Sabah otelimizde alacağımız açık büfe kahvaltı sonrasında Deyrulzafaran manastırı'na doğru yola çıkıyoruz. Manastırdaki rehberimizin anlatımından sonra Mezopotamya’nın Efes’i olarak adlandırılan Dara’ya gidiyoruz. İpek Yolu üzerinde bulunan bu antik kentte dünyanın ilk su barajına ait kalıntıları görüp, antik dönemde Ahamanişlerin tanrısı Ahura Mazda’ya inanıldığı ve bunun için de bir takım ateş kuleleri yapıldığını öğreniyoruz. Kale (Daras Anastasiupolis), kilise, köprü, su kanalları, su sarnıçları, arasta, kaya mezarları ve sivil yerleşim binalarına ait kalıntıları incelerken yöre halkı ile gireceğimiz ikili ilişkiler ve bizlere Mezopotamya misafirperverliğinin inceliklerini sunma yarışları, hoşgörü ve sevginin bölgede ne derece güçlü olduğunu bir kez daha kanıtlayacak. Kalbimizin bir kısmını burada bırakmamızın ardından serin sularıyla cennetten bir köşe olarak tasvir edilen bölgenin mesire alanı Beyazsu'da Yemek için vereceğimiz serbest zaman molası ardından Süryanilerin “Yoldath Aloha”, Arapların “El Hadra” olarak adlandırdıkları Meryem Ana Kilisesi gezisi ile Mor Gabriel Manastırı ziyaretlerimizin ardından küçük Mardin olarak adlandırılan Midyat'a geçiyoruz. Birçok diziye ev sahipliği yapmış olan Konuk Evi Terası'na ulaşıyoruz. Burada birbirinden güzel fotoğraflar çekerek yöresel sarı kesme taş mimarisi ile farklı manzaraları ölümsüzleştirdikten sonra serbest zaman sonrası Mardin'deki otelimize geçiyoruz.

Araç ile yapılacak güzergah ve toplam Km:
Otel - Deyrulzafaran Manastırı: 10 Km (14 Dakika)
Deyrulzafaran Manastırı - Dara: 27 Km (24 Dakika)
Dara - Beyazsu: 53 Km (46 Dakika )
Beyazsu - Mor Gabriel: 47 Km (42 Dakika)
Mor Gabriel - Midyat: 22 Km (22 Dakika)
Midyat - Mardin: 67 Km (1 Saat 3 Dakika)

TOPLAM: 226 Km: (3 Saat 31 Dakika)

PAZARTESİ: Nusaybin

Sabah otelimizde alacağımız açık büfe kahvaltının ardından aracımıza binerek Şanlıurfa'ya doğru yola çıkıyoruz. Keyifli bir yolculuğun ardından Balıklıgöl kompleksini tanımaya başlıyoruz. Halil-ür Rahman ve Rızvaniye Camileri, Balıklı Göl, Ayn-el Zeliha Gölü, Hz. İbrahim Makamı göreceğimiz ve ziyaret edeceğimiz yerler arasında. Buradaki gezimizin ardından eski Urfa’dan günümüze kalan en önemli eserlerden olan hanlar bölgesine geçiyoruz. Burada vereceğimiz serbest zamanda dileyen misafirlerimiz alışveriş yapabilirler ya da Meşhur Gümrük Han’da kahvelerini içebilirler.

Odalara yerleşme sonrası rehberinizin vereceği saatte buluşarak Urfa kültürünün bir parçası olan yemekli Sıra Gecesi'ne gidiyoruz.

Araç ile yapılacak güzergah ve toplam Km:
Mardin - Kızılkoyun Nekropolü: 193 Km (2 Saat 25 Dakika)
Balıklıgöl - Otel: 3 Km (11 Dakika)
Otel - Sıra Gecesi: 4 Km (9 Dakika)
Sıra Gecesi - Otel: 2 Km (8 Dakika)

TOPLAM: 202 Km (2 Saat 53 Dakika)

SALI: Şanlıurfa

Sabah otelimizde alacağımız açık büfe kahvaltının ardından aracımıza binerek tarihin sıfır noktası Göbeklitepe'ye ulaşıyoruz. Dünyanın ilk tapınağı olan günümüzden 12 bin yıl önce inşa edilmiş Göbeklitepe'de stilize edilmiş insan tasvirlerinin bulunduğu T biçimindeki sütunları, hayvan tasvirlerinin kayaların üstüne işlendiği alanları incelerken belki de şimdiye kadar bildiğimiz tüm tarihi gözden geçirmemiz gerekecek.

Göbeklitepe ören yerini tanıdıktan sonra Hz. Eyüp Peygamber Sabır makamını ziyaret ediyoruz. Dualarımızı ettikten ve şifalı sudan içtikten sonra ilk kez günümüzden 4 bin yıl öncesine ait olan Kültepe, Mari ve Ebla tabletlerinde adından bahsedilen Harran’a doğru yola çıkıyoruz. İlk dikkatimizi çeken yer Harran’daki yerleşimi M.Ö. 5.binyıla kadar gittiğini öğrendiğimiz Harran Höyüğü oluyor. Höyüğün eteklerinde yapacağımız kısa bir yürüyüşün ardından Emevi Halifesi Mervan tarafından yaptırılan Cennet Camisi'ne (Camii el Firdevs) ve cami ile aynı avluda yer alan Anadolu’da kurulan ilk İslam Medresesi’nin (Harran Üniversitesi) kalıntılarını gördükten sonra kentin meşhur konik kubbeli evlerinden birini ziyaret ediyoruz. Buradaki ziyaretimizin ardından Gaziantep'e doğru yola çıkıyoruz. Konaklama Gaziantep'teki otelimizde.

Araç ile yapılacak güzergah ve toplam Km:
Otel - Göbekli Tepe: 19 Km (25 Dakika)
Göbekli Tepe - Hz. Eyüp Sabır Makamı: 22 Km (29 Dakika)
Hz. Eyüp Sabır Makamı - Harran: 44 Km (40 Dakika)
Harran - Gaziantep: 195 Km (2 Saat 16 Dakika)

TOPLAM: 280 Km ( 3 Saat 50 Dakika)

ÇARŞAMBA: Harran

Sabah otelimizde alacağımız açık büfe kahvaltının ardından Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin sosyo-ekonomik açıdan en gelişmiş ili Gaziantep’i tanımaya başlıyoruz. Şehirdeki ilk durağımız Büyük İskender tarafından geçit yeri anlamında isimlendirilen ZEUGMA’dan çıkartılan mozaiklerin sergilendiği Mozaik Müzesi oluyor. Dünyaca ünlü ‘Çingene Kızı’ mozaiğinin yanı sıra konusunu Yunan mitolojisinden alan mozaikleri rehberimizin anlatımları eşliğinde gördükten sonra Bey Mahallesine doğru hareket ediyoruz. Gaziantep’in en eski yerleşim yerlerinden biri olarak bilinen Bey Mahallesi, tarihte birçok medeniyete ev sahipliği yaptı. Kentin eğitim ve ekonomisinde 18. yüzyılda etkin olan Ermenilerin, Bey Mahallesinde en kalabalık nüfusu oluşturdukları ve yaptırdıkları güzel konaklar hala konuşuluyor. Bey Mahallesi’nde Müslümanlarla Ermenilerin “kapı komşusu” olarak, 20. yüzyılın başına kadar huzur içinde yaşadıkları sokaklarda yan yana durumdaki St. Mary Kilisesi (şimdi Kurtuluş Camii), Eski Kilise, Kendirli Kilisesi ile Çınarlı, Eyüboğlu ve Bey camileri bu durumu kanıtlayan yapılar. O dönemde mahallede yaşayan ailelerin neredeyse tamamının evlerinde piyano, org gibi müzik aletleri olduğunu, sokaklarda müzik sesleri yankılandığını anlatırken, bu durumun mahalle sakinlerinin hem yaşam zevki hem de gelir durumu hakkında fikir verdiğini kaydediyor. Günümüzde bu mahalle Ermeni Kültüründen tümüyle arındırılmış durumda, çünkü Ermeni nüfusu yok denecek kadar azalmış. Ermenilerin Gaziantep’te nasıl bir yaşam sürdüklerini ve Ermenilerden kalan Bey Mahallesinin şimdiki halini görme şansımız oluyor. Bey Mahallesinde bulunan Oyun ve oyuncak müzesini ziyaret ediyoruz. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan Gaziantep’teki Oyun ve Oyuncak Müzesi, Türkiye’nin dördüncü oyuncak müzesi olma özelliğini taşımaktadır. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin yürüttüğü çalışmayla kentin en tarihi yerlerinden Bey Mahallesi’ndeki üç katlı bina restore edilmiş ve bu tarihi binanın altında bulunan iki katlı mağara da Oyun ve Oyuncak Müzesi dahilinde yer almıştır. Oyun ve Oyuncak Müzesi’nde 1700 - 1990 tarihleri arasında üretilen el yapımı 600’e yakın oyuncak yer almaktadır. Çizgi film kahramanları, bebek evleri ve daha birçok oyuncağı dahilinde bulundurmaktadır. Çocukluk anılarımızı geride bıraktıktan sonra Atatürk Müzesine geçiyoruz. Tarihi Bey Mahallesi’nde bulunan ve iki binadan oluşan yapının birinci bölümünde; Atatürk’ün konakladığı mekanın bir benzeri ve kullandığı şahsi eşyaların orijinalleri sergilenmektedir. Ortak avluya bakan ikinci bölümde ise; Atatürk Araştırma Kitaplığı ile Antep Savunması’nın anlatıldığı Sözlü Tarih Araştırma Odası yer almaktadır. Bu bölümde Antep Savunması kahramanlarının sinevizyon gösterileriyle anlatıldığı salon ve halkın o dönemlerde kullandığı eşyaların örnekleri sergilenmektedir. Atatürk’ün kaldığı odanın, orijinal eşyalarla canlandırıldığı Anı Müzesi’nde, ziyaretinde kullandığı kahve fincanından okuduğu kitaplara; kent tarihini anlatan yüzlerce yayından, dönemin kahramanlarının hikayelerine dek pek çok değerli eser teşhir edilmektedir. Rehberimizden detaylı bilgileri aldıktan sonra Panorama 25 Aralık Gaziantep Müzesine geçiyoruz. Antep Savunması’na ait olayları anlatan tabloların bulunduğu bu galeride; müzenin ressamı Aleksander Samsonov ve ekibinin resmettiği “İşgallere Karşı Antep Halkı’nın Protestosu”, “İmalat-ı Harbiye Fabrikası”, “Fransızların Ağaç Katliamı”, “Savaş Suçu”, “Antep Harbinde Kadın ve Çocuklar”, “Ali Şefik Özdemir Bey’in Faaliyetleri ve Heyet-i Merkeziyenin Toplantısı”, “Selahattin Adil Paşa’nın Faaliyetleri”, “Akçakoyunlu Baskını”, “Küçük Kamil’in Şehadeti”, “Şeker Olayı”, “Antep Harbi’nde Sağlık Hizmetleri ve Şeyh Cami” (200×300 cm.) tabloları ile Ressam Gül Demir’e ait “Açlık” tablosu yer almaktadır.
Bununla birlikte bu galeride, Antep Savunması kahramanlarından, İncozade Hüseyin, Tüfekçi Yusuf ve Dr. Mecit Barlas’a ait kişisel eşyalar ile Antep Savunması ile ilgili yayınlar sergilenmektedir. Özel dokunan tuval üzerine yağlıboya tekniğiyle yapılan ve 120 metre uzunluğa, 13 metre yüksekliğe ve 38 m. derinliğe sahip eşsiz tam bir panoramik alan ile, 26 aylık Fransız işgalinin tüm yönleriyle anlatıldığı panorama alanı, görsel, ses ve koku efektleri, maket alanı, farklı mekân ve bakış açısıyla ziyaretçilere bizzat Antep Savunması’nın içerisinde hissi vermektedir.
Daha sonra yemek alacağımız restoran'a gidiyoruz. Gaziantep'in en lezzetli yemeklerini tattıktan sonra gezimize kaldığımız yerden devam ediyoruz. Şehir merkezinde yürüyerek yapacağımız gezimizde kültür yolu olarak düzenlenen rotada yapacağımız yürüyüşümüzde birçok müzeyi ve alış veriş yerlerini görme şansımız olacak. İlk durağımız Hamam müzesi olacak. Gaziantep Hamam Müzesi Osmanlı hamam mimarisi ve kültürünün en güzel örneklerinden biri olan yapı, Lala Mustafa Paşa tarafından yaptırılan külliyenin hamam bölümü olarak hizmet veriyor. Vakfiyesine göre 1577 yılına ait olduğu anlaşılmaktadır. Paşa Hamamı, uzun yıllar hizmet veren bir yapı olarak, 2015 yılında Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından onarımı tamamlanarak, Gaziantep hamam kültürü yaşatılarak bir müze haline dönüştürülmüştür. Aslına sadık kalınarak teşhir edilen hamamda; soğukluk, ılıklık, sıcaklık bölümleri, Haluk Perk koleksiyonundan hamam araç ve gereçleri, hamam adetleri, bal mumu heykelleri ve maketlerle canlandırılmaktadır. Bu müze ziyareti sonrası hemen yakınında olan Devr-i Alem Para Müzesine geçiyoruz. Esat Kaplan kişisel para koleksiyonunu 2005 yılında önce gezici müzeye, sonra hem kalıcı hem gezici müzeye dönüştürdü. İki yüzden fazla ülkenin, günümüzde var olmayan ülkelerin dahi paralarını barındıran müzedeki paraların ağırlığı 4 ton civarında olup en eski para Fransa’ya ait 1792 tarihli paradır. Osmanlı dönemine ve Cumhuriyetin ilk yıllarına ait para örnekleri de mevcuttur. Buradaki ziyaretimizin ardından Emine Göğüş Mutfak Müzesini ziyaret ediyoruz. Gaziantep binlerce yıllık geçmişinde bir çok medeniyetin coğrafyasında yaşamış, çoklu bir şehirdir. Bu durum, Antep mutfağının zenginleşmesinde en önemli etkendir. Nineden toruna bir miras titizliği ile öğretilen yemeklerin ve tatlıların kullanılan malzemelerin seçimindeki titizlik, hazırlama ve pişirmede öğretme becerisi, yemeklerin bileşenlerinin kullanılan baharatlar, salçalar, soslar ve karışımlar, Gaziantep yemek ve tatlılarına kavuşmasına ve aranılan damak tadına sahip olmasına neden olmuştur. Bu kültürel bilgilerin tarihçesinin anlatıldığı Emine Göğüş Mutfak Müzesi ise şehre gelenlerin ilgi ve merakla ziyaret ettiği bir müzedir. Gaziantep Kalesi'nin mevcut bulunan Göğüş Konağı , 1904 yılında yapılmış, tarihi dokusu olan, aynı zamanda Türkiye'nin ilk Turizm ve Tanıtma Bakanlarından olan Ali İhsan Göğüş'ün doğduğu evdir. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından restorasyonu yapılan konak, 2008 yılında hizmete açılmıştır. Gaziantep mutfak kültürünü tanıtmayı amaçlayan Emine Göğüş Mutfak Müzesi , Gaziantep mutfağında kullanılan araç ve gereçlerin teşhir edildiği ve unutulmaya yüz tutmuş yöresel yemeklerin görseller halinde sergilendiği bir müzedir. Türkiye'de kurulu ilk mutfak müzesi olma özelliğine sahiptir. Müzede Antep mutfağında bulunan yemek malzemelerinden mutfak araç gereçlerine, yöresel yemeklerden içeceklere, pişirme yöntemlerinin hazırlanışına ve erzaklarına varıncaya değin mutfak kültürü anlatılmaktadır. Bunların yanı sıra bayram yemeği ve özel gün yemeği olan yuvalamanın yapılışı, tandır başında geçen kış geceleri ve kahve kültürü mankenler anlatılmaktadır. Buradaki ziyaretimizin ardından Zincirli Bedestene doğru yürüyüşümüze devam ediyoruz. Asıl adı Hüseyin Paşa Bedesteni olan Zincirli Bedesten , 1718 yılında Darendeli Hüseyin Paşa tarafından yaptırılmıştır. Güney kapısındaki dört mısralık kitabenin yazarı Kusuri' dir. Bedestenler eskiden alışverişin nabzının attığı, ince uzun, üstü kapalı çarşılardır. Bu çarşıyı Panoramik gördükten sonra Bakırcılar Çarşısı'na doğru yürüyüşümüze devam ediyoruz. Genel olarak Bakırcılar Çarşısı olarak piyasaya sürülen ancak birçok el esnafının üretim yaptığı bir çarşılar kompleksinden oluşan Gaziantep Bakırcılar Çarşısı ahşap kaplamalı dükkanları, taş evde sokakları ile günümüzde başka bir dönemden kesitler sanatı sunmaktadır. Bakırcılar Çarşısında yer alan dükkanların üretim tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte 19'uncu yüzyılda gerçekleşti. Tek katlı dükkanlardan oluşan çarşı, hanlar bölgesi içinde yer almaktadır. Kemerli girişlerle açılan dükkanlar düzgün kesilmiş sert kalker (keymıh) taştan yapılmıştır. Buradaki ziyaretimizin ardından Almacı Pazarına ulaşıyoruz. Almacı Pazarı, zengin mutfak kültürüyle ünlüdür ve çeşitli lezzetleri tadabileceğiniz restoranlar ve sokak satıcılarıyla doludur. Özellikle yöresel tatlarını denemek isteyenler için Almacı Pazarı, ideal bir seçenektir. Burada, taze deniz ürünleri, meyve ve sebzeler, baharatlar, şekerleme ve daha fazlası bulunur. Burada Serbest zamanda dileyen misafirlerimiz alış verişlerini yapabileceklerdir. Son durağımız olan Tahmis kahvesine ulaşıyoruz. Tahmis Kahvesi, 1635 yılında Gaziantep'te kurulan tarihi kahvehanedir. Tahmis Kahvesi Türkmen ağası ve Sancak Beyi Mustafa Ağa Bin Yusuf tarafından, Mevlevihane Tekkesi'ne gelir getirmesi amacı ile 1635-1638 yıllarında yapılmıştır. 1901 ve 1903 yılında iki büyük yangın geçirmiştir. Mevlevihane'nin postnişini Feyzullah oğlu Şeyh Münip Efendi, Tahmis Kahvesi ve 33 dükkanının tadilatını yaptırmıştır. Tahmis Kahvesi uzun yıllar boyunca Löküslü Kahve ve Tömbekici Kahvesi olarak da anılmıştır. Tahmis Kahvesi zaman içerisinde çeşitli onarımlardan geçmiştir. Son olarak 2009 yılında restore edilmeye başlanmış ve bu restorasyon iki yıl sürmüştür. Tahmis Kahvesi’nde vereceğimiz mola ardından artık çarşılarda satılan birbirinden güzel yemenilerden, Meşhur Almacı Pazarı'ndan yöreye özgü baharatlardan ve yörede ''bandırma'' olarak bilinen cevizli sucuklardan, Bakırcılar Çarşısı'nda satılan birbirinden güzel bakır eserlerden almak için vereceğimiz serbest zaman ardından Gaziantep'te bulunan otelimize ulaşıyoruz.

Araç ile yapılacak güzergah ve toplam Km:
Otel - Zeugma Mozaik Müzesi: 5 Km (7 Dakika)
Zeugma Mozaik Müzesi - Bey Mahallesi: 3 Km (8 Dakika)
Bey Mahallesi - Panorama 25 Aralık Müzesi: 1 Km (3 Dakika)
Panorama 25 Aralık Müzesi - Otel: 3 Km (10 Dakika)

TOPLAM: 12 km (28 Dakika)

PERŞEMBE: Gaziantep

Sabah otelimizde alacağımız açık büfe kahvaltının ardından Fırat Nehri üzerinde, kuzeyden güneye 4. baraj olan Birecik Barajı ile bir kısmı sular altında kalan Halfeti’ye doğru yola çıkıyoruz. Halfeti'ye ulaştığımız zaman bizi bekleyen özel teknemizle Birecik Baraj Gölü üzerinde birbirinden güzel manzaralar eşliğinde tekne turumuza başlıyoruz. Tekne turumuz esnasında ilk dikkatimizi çeken Fırat Nehri ile Merziman Çayı’nın birleştiği noktada kurulan heybetli Rumkale oluyor. Kalenin ardından bir zamanlar yaşam alanı olarak kullanılmış mağara evleri ve önemli bir kısmı sular altında kalmış olan Savaşan Köyü'nü, sular altında kalan caminin, suların üzerinde kalan tek kısmı olan minaresini görüp fotoğrafladıktan sonra Adıyaman doğru yola çıkıyor ve Kahta'ya varıyoruz. Burada Öğle yemeğimizi aldıktan sonra Kâhta ilçesi üzerinden Nemrut Dağı Milli Parkı sınırları içerisinde bulunan Kommagene Krallığı’ndan günümüze kalan en önemli eserleri görmek üzere yola çıkıyoruz. İlk durağımız Kommagene ailesi kadınları için yaptırılan ve önündeki sütun üzerinde bulunan kartal heykeli nedeniyle yöre halkı tarafından Karakuş Tümülüsü olarak adlandırılan mezar yapısı oluyor. Ardından minibüslerimizle Roma İmparatoru Septimus Severus zamanında eski adıyla Chabinas şimdiki adıyla Cendere suyu üzerinde inşa edilen Cendere köprüsü oluyor. Yaklaşık 1900 yıldır ayakta olan bu köprüyü görüp Septimus Severus ailesiyle olan ilişkisini rehberimizden dinledikten sonra Kommagene Kralları’nın yazlık başkent olarak kullandıkları Arsemia kentini görüp Nemrut Dağı’na ulaşıyoruz. 2150 m yükseklikteki zirvede Antiochos’un mezarının doğu ve batı taraflarındaki Zeus – Oromasdes, Apollon – Mithras, Herakles – Artagnes, Kommagene – Fortuna Tanrılar Heykelleri'ni rehberimizin anlatımları ile tanıdıktan sonra güneşin batımını izliyoruz. Gün batımı sonrası aracımıza binerek yola çıkıyor ve Diyarbakır'da bulunan otelimize ulaşıyoruz.

Araç ile yapılacak güzergah ve toplam Km:
Gaziantep - Halfeti: 101 Km (1 saat 13 Dakika)
Halfeti - Kahta: 146 Km (2 saat 7 Dakika)
Kahta - Cendere Köprüsü: 20 Km (26 Dakika)
Cendere Köprüsü - Nemrut Dağı: 23 Km (42 Dakika)
Nemrut Dağı - Diyarbakır: 164 Km (2 saat 16 Dakika)

TOPLAM: 454 Km (6 saat 44 dakika)

CUMA: Kahta

Sabah otelimizde alacağımız açık büfe kahvaltı sonrasında Havalimanına geçiyor bir başka turda görüşmek dileğiyle sizlerle vedalaşıyoruz.

Araç ile yapılacak güzergah ve toplam Km:
Otel - Havalimanı: 8 Km (12 Dakika)

TOPLAM: 8 Km (12 Dakika)

TUR BOYU YAPILACAK GÜZERGAH VE TOPLAM KM
TOPLAM : 1.287 Km (19 Saat 19 Dakika)

CUMARTESİ: